Eski Van
Van'ın Kent Hafızası YYÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sait Ebinç'in kadifemsi kaleminden 'Ah! Ne Hoştu Gönüllerimizin Lezzeti Eski Van'
Ah ne hoştu çocukluğumuzda babaannem sabahın seherinde tanyeri ağarmadan kalkardı. Melekler evin içine dolsun diye pencereyi açardı. Köşesinde sessizce namazını kılar seccadesinde sessizce zikre dalar güne Allahı selamlıyarak girerdi. Ah ne hoştu yaz sabahlarının serinliğinde evin hanımları ve kızları tarafından bahçenin sulanıp süpürüldükten sonra her tarafı kaplayan temizliğin kokusu. Taze toprak kokusu ne hoştu.
Baştan Çıkarıcı Sarmalar
Yaz günlerinde sokaklarımıza dağların serinliğini taşıyan kehriz sularının uğultusu ne hoştu. İki katlı evin tahta merdivenlerini gıcır gıcır yıkandıktan sonra o ıslak tahta kokusu ne hoştu. Bağlı bahçeli sokaklarımızda güzel akşamüstlerinde avluda beylerinin işten dönmesini bekleyen hanımların geçmeğe yüz tutan ocağı maşayla şöyle bir karıştırıp ateşi harlandırdıktan sonra, daha yeni kalaylanmış ay gibi sahanlarda çömleklerde akıllara ziyan verecek nefassette leziz sarmaların baştan çıkarıcı fettân kokusu ne hoştu. Erbabının elinde sultan sofralarına layık yemek haline geliveren kapağı hamurla kapatılmış iri bakır tencerelerde pişen yemeklerin bağı bahçeyi gülşene dönderdiği vakitler ne hoştu. Biten günün tenhâ bağlarında ölen akşamın, Van Gölü’nün kızıl sularındaki batışını seyre dalmak ne hoştu.
Yağmurun Etrafa Yaydığı Mis Kokular
Uzun yağmurlardan sonra ıslak topraklara ruhu okşayıcı bir hâraret serperek parlayan güneşin altında cennet köşesi bu bağda, dün akşamki yağmurun etrafa getirdiği tazeliğin kokusu ne hoştu. Yıldızlı gecelerde bahçelerden gelen böcek sesleri ne hoştu. Sokakların henüz soğuk yağmurlar altında hırpalandığı hüzünlü akşamlarda perdeler kapanıp lambalar yandığında izbe kuytu sokaklarda beyaz badanalı evlerin küçük pencerelerinden sokağa taşan huzurun melâli ne hoştu. Yanık sükunetli gecelerde içinde adamların olduğunu zan ettiğim radyodan sâf berrâk bir pınarın ahengi gibi bize ait çok esaslı bir ruhtan gelen o davudi sesten
Baba bugün dağda duman yeri var
Valla Oğul kaşta keman yeri var
Türküsünü dinlemek ne hoştu.
Nedendir bilinmez bir zevk-i tahattür olarak bu uzak senelerin lezzetleri mesut bir tebessüm gibi içimde eski şarkılar gibi dönüp duruyor.