Van'ın Kent Hafızası, Van YYÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sait Ebinç'in, daha önceden mahkeme kurulup kaleme aldığı 'Çakalakapan Mevzusu' sonrası söz hakkı doğan şahısların yaptığı trajikomik savunması;
"YAĜMUR GŪNŪ ŞORATAN BORÇ OLMAZ BALAM"
Sayın hakimim! Bu gizli tanığın ifadeleri külliyen yalan ve bühtandır. Efendim kim demiş Yörüklerin bağındaki tendir evinin arkasındaki fişneleri çalmışım diye. Mahellenin sakini olarak iki avuç fişneyi komşuluğun göz hakkından mahsuben peşin almakta ne beis olabilir ki. Kime sorarsanız sorun bu fiil komşuluk hakkına mahsuben ve hürmeten kabahat sayılmaz.
Hele teberik miktarında fişne koparacağım diye o bahçedeki rahmetli Cemil beyin o andir kalmış Kasap adındaki itinin kızıl kıyameti kopararak bu fakirin nazik kırılgan kalbine vermiş oldugu korkudan hiç bahs etmiyorum bile.
Hakim bey bu Çakala davası mahkemelerin kadılık olduğu zamandan kalma bir davadır. Efendim bu Edremitliler teberik miktarında bir avuç çakala aldık diye yarım asırdır bu muazzez ve mukaddes şahs-i maneviyemi kırmalarının bedelinin öbür dünyada hesabını veremeyeceklerinden korkarım.
Sayın hakimim takdir edersiniz ki bu fakir bağ bahçe ve bostan işlerine meftun olduğundan sırf memleketin peyzajı uğruna bu su-i zan ve tezviratlara muhatap olmak zorunda kalmıştır. Sayın hakimim bu fakir şehir terbiyesi görmüş bir nesile mensuptur.
Yarım Asırlık Mesele
Efendim yarım asırdır bir avuç çakala meselesini her zeminde dile getiren bağ ve bahçe sahipleri şimdilerde bağ ve bahçeleri kökünden talan eden müteahitlere ve yap satçı taifesine neden tek kelime etmediklerini takdirini yüce heyetinizin takdirine havale ediyorum. Sayın hakimim çocukluğumun en tatlı hakikatlerinin bir gün nostaljik bir dava konusu olacağını tahmin edemezdim. Neredeyse çeyrek asırdır şehrin beton çağına geçmesiyle ne bahçe kaldı ne meyve ağacı ne o serinlikler.
Efendim Edremitli birinin son günlerde mahkemeye gizli tanık olarak vermiş olduğu ifadeler davanın esâsıyla bir alakası yoktur. Güya müvekkilim Remzi Dede'nin bu Möhbet Eze'nin möhresinden dıgırlanma hadisesinde tanıklık eden Nazmi Saraçoğlu'nun o gün Möhbet eze gilden kurut ezeni istemeye gidince Möhbet Eze de o gün kendisi de evin küfletine köfte yapacağı için Nazmi Saraçoğlu'na "Yağmur günü şoratan borç olmaz balam" diyerek Nazmi Saraçoğlunu yüz geri geri çevirdiğini beyanla ifadede bulunmuş.
Efendim bu çakalakapan davasının Kürt Köftesi ve Şoratanla ne tür bir alakası var doğrusu bu fakir tevil tefsir etmekte zorlanmaktadır.
Efendim müvekilimin o elim hadisenin yani möhreden dıgırlanma hadisesinin vuku bulduğu günde Möhbet Eze'nin evin küfletine köfte yapmasıyla ne türden bir illiyet rabıtası var doğrusu anlamakta aciz kaldığımı bildirerek durumun takdirini yüce heyetinize arz ediyorum.
Hörmetlerimle...