Siyaset Bilimci Van YYÜ Öğretim Üyesi Sait Ebinç Yazdı.
Tehcir mi Soykırım mı?
Bir ülke düşünün 1911 den 1918 Van İsyanına kadar tam yedi yıl yedi cephede can hıraş bir şekilde Emperyalizme karşı ölüm kalım mücadelesi veriyor.
1911 Trablusgarp, 1912 I. ve II. Balkan, 1914 Sarıkamış ve Çanakkale. Daha Çanakkale’de Martın 18 indeki 250 bin şehidin kanları henüz yerde, kefenleri bile soğumamış. Her ocağa düşen bu ateş daha soğumamış. Her ocaktan feryatlar ağıtlar yükseliyor. Türkülerimize ve hislerimize sinmiş o ağıtların yankıları bugün halen Türkülerimizde canlı biçimde durmaktadır.
“Elbisem duvarda asılı kaldı Çeyizim sandıkta basılı kaldı” ağıtlar feryatlar yükseliyor. Eve barka şivan düşmüş. Çanakkale şehitlerinin daha kırkı bile dolmamış bütün vatan sathı baştan başa yas evine dönmüş. Çanakkale Savaşlarından tam bir ay sonra 19 Nisanda Van’da Ermeniler isyan ediyor.
Kafkas Cehpesinin en yumuşak karnı olan Van’da sadık bildiğin Ermeniler. (İçlerinde masum sadık olanlar hariç)19 Nisan Taşnak ve Hınçak çetelerinin teşviki ve örgütlenmesiyle seni arkadan hançerlemeye kalkıp isyan ediyorlar.
Yüzlerce çoluk çocuk kadın demeden katliam yapıyorlar. O katliamları yaşayanlar o zülumları yaşayanlar 1980’lerde hayattaydı. Van’da herkes dedesinden atasından bu zulümü dinleyip tanık olmuştur. Çanakkale olmadan Van isyanı açıklanamaz. Bugün özür dileyiciler Ermenileri masum gösterenlere söyleyecek bir sözüm var.
Siyasetten öğrendiğim bir şey var. Bütün devletler anasından jandarma olarak doğmuştur. Kendini bölene karşı her zaman sert vurmak zorundadır. Bu Türkiye için de böyledir İngiltere için de böyledir Fransa için de böyledir. Hele Çanakkale Savaşı’ndan yeni çıkmış Yedi cephede Van isyanına kadar yedi sene içinde mahvı perişan olmuş yas evindekilerini sırtından hançerleyeceklere karşı devletin tehcirden başka yapacak bir şeyi kalmamıştı Tehcir yapmak zorunda kalmışlardı.
Tehcirin soykırımla hiçbir alakası yoktur. 1918 Mondros Müterakesine göre Vilayeti Sitte (ki bu altı vilayet içinde Van da var.) Wondrow Vilson’un kararlarının inisiyatifine bırakıldığını isyan eden Ermeniler çok iyi biliyorlardı. Wilson Komisyonları kurulmadan Van’da müslüman halkı katilamlarla yıldırıp Van’dan muhacir olmaya zorlamışlardır.
6 Mayıs 1915 te Van kalesine Ermeni bayrağı çekilmiş. Van’ı işgal etmişlerdir. Alınan tehcir kararı ise Savaş bölgesinden içerden cepheye destek vereceklerin savaş bölgelerinden uzaklaştırma kararıdır. Buna benzer kararlar birinci Dünya Harbinde bir çok ülkede alınmış yirmi milyon insan Avrupa içinde yer değiştirmiştir.
Bu nedenle bu kararın soykırımla hiçbir alakası yoktur. Tehcir esnasında hava ve yol şartlarından dolayı trajediler yaşanmıştır. Fakat bu trajediyi daha önce Van’ın müslüman halkı da yaşamıştır. Şehirdeki müslüman halkının büyük bir nüfusu yollarda kırılmıştır. Savaş öncesi 60 bin olan merkez nüfustan 1918’de Van’a dönen sadece 2600 kişi olmuştur. Bugün tehcir kararı olmasaydı bu topraklarda Ermeniler devlet kurup mağduriyetten mazlumiyetten değil kendi ulusal kahramanlıklarından bahsedeceklerdi.
Fakat tarihte bu hep böyle olmuştur. Kaybedenlerin gözünde kazananlar her zaman barbardır. Ermeni çeteleri tarafından şehit edilen Talat Paşayı, Cemal Paşa’yı Van Valisi Ali Paşa’yı ve şehit edilen binlerce insanı rahmet ve minnetle anıyor onların muazzez hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.