Toplumun hassas olduğu konularda toplumu bilgilendirmek, uyarmak, kararları toplumla paylaşarak almak sanırım en doğru davranış şekli olur.

Mesela yeşil alanlarla ilgili, piknik alanları, parklar, dinlence yerleri, tarihi mekânlarla ilgili kararlar, bu tür kararlardır.

Toplumun sıklıkla tercih ettiği, uğradığı, dinlendiği, haz aldığı bu gibi yerlerde her hangi bir uygulamaya geçmeden önce orada yaşayanların bilgisine başvurmak, bazı durumlarda usulen de olsa bilgilendirmede bulunmak en doğru olanıdır.

Toplum Yok Sayılmamalı

Böyle olduğunda, en azından bir ikna süreci başlar, insanlar konu hakkında aydınlanır, bilgilenir ve o noktadan sonra çok daha sağlıklı bir karar alınır ve böylece hassasiyetler de dikkate alınmış ve toplum yok sayılmamış olur.

Zaten bilgilendirmenin olmadığı, hassasiyetlerin önemsenmediği bu gibi durumlarda, toplum her zaman tepkili olmuştur, bu da beraberinde birçok olumsuzluk getirmiştir. 

Eski Devlet Hastahanesinin TOKİ'ye Satılması

Bir süre önce TOKİ herhangi bir kesime bildirmeden, ya da uyarı yapmadan eski Van Devlet Hastanesi yerini ticari amaçla satışa çıkarınca, toplumsal tepki görmüş ve bu kararından geri adım atmıştı.

Gerçi TOKİ her arazisini satışa çıkardığında toplumu bilgilendirmek zorunda olmayabilir, ama hassas ve tartışmalı bölgelerde olunca, sanırım bunu yapmaları daha uygun olur. 

Ama buna benzer, hatta daha katı bir durum şimdi İskele sahilinde başka bir kurum üzerinden yaşanıyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) tarafından başlatılan çalışma ile İskele sahil kordonunun tamamıyla kapatılacağı ve buranın feribot İskelesi bünyesine alınacağı iddiaları ortalıkta dolaşıyor.

Burası hem yeşil alan, hem de vatandaşların, turistlerin, bir şekilde Van’a uğrayanların neredeyse mutlaka dinlenmek amacıyla gittikleri bir yer.

Belli bir düzenleme vardı burada, ama iş makinalarıyla kaşla göz arası burası bir anda altüst edilmiş, ağaçlar sökülmüş, sahil kullanılamaz hale getirilerek, yaya geçişlerine de kapatılmış durumda.

Ve bununla ilgili öncesinde bir bilgilendirme olmamış, kamuoyuyla paylaşılmamış..!

Tabi böyle olunca, toplum bilgilendirilmeden, hassasiyetler gözetilmeden böyle bir girişim yapılınca şimdi tepkiler yükselmeye başladı.

Şimdi herkes tepkili bir şekilde birbirine soruyor, “ne oluyor?” diye.

Ne olduğunu ben de bilmiyorum, belki de yapılan iş zorunlu, olması gereken bir iş, bilemiyorum.

Ama doğru ya da yanlış, bilgilendirme hususu burada öne çıkıyor.

Burası bir dinlenme alanı olarak mı kalsın, yoksa gar mı yapılsın, ya da başka bişey, kararı toplumla birlikte verilebilir. 

Çok zor değil, bunu bir haberle yansıttığınızda, ya da sosyal medyada bir paylaşım yaptığınızda zaten konuyu tartışmaya açmış olursunuz.  

Bu tartışmalar esnasında burası gar yapıldığında Van’a ne kadar fayda sağlayacağını açıklarsınız, ya da açıklayamadığınızda, orası eski haliyle devam eder.

Aslında birçok işimizi bu şekilde yapmaya kalkışınca sonradan izah etmemiz oldukça zorlaşıyor.

Edremit'teki Üs Geçitte de Aynı Şey Yaşanmıştı

Mesela Karayolları tarafından Edremit-Gevaş arasında yapılan üstgeçit, oraya yapılan hizmet binası, buradaki işlemler sırasında Van Gölü kıyısına metrelerce uzunlukta çekilen beton duvar ve göle yuvarlanan molozlar halen de tepkiyle karşılandığı gibi, bugüne kadar ikna edici bir izahatı da yapılabilmiş değil!

İskele sahili ile ilgili işlemler de bu saatten sonra nasıl sürecek bilmiyorum, ama halen de mutlaka bir ikna yönteminin benimsenmesine ve toplumun aydınlatılmasına ihtiyaç olduğu çok aşikâr.

Prestij Haber-Adil Harmancı

Editör: Nihat Işık