Editör: Nihat Işık
Eski Van'ı Anlatan Bir Yazı
Eski Van'ı Anlatan Bir Yazı
Vanlı Gazeteci-Yazar Şahin Akçap'tan, Eski Van7ı anlatan güzel bir yazı;
Eşik...
Koca bir gökyüzü,git gidebildiğince yeryüzü olsa da hayatın işaret ettiği yer kadardır özgürlüğün.
"Gız ana nedisen gine?"Diye sordu elinde son kalan kızı.
Şipanayı salonla birleştiren zemini elindeki bezle silen kadın başını çevirmeden yanıtladı.
"Nedim.Sabah sütü töktüm.Sineklenmeden silem diyim."
Keyifsizdi anası.Yine kafası bir yerlere takılıydı.
"Eşiği suladım sekkavulladım.İstiyisen yer döşeğini makatın üzerine yayayım uzan biraz.Sonra çay yapayım."Dedi kızı.
Ana umursamadı.Başını salladı:
"Sen mana bağma.Ne istiyisen oni yap.Bugün erken gelir baban.Et almişti dünden.Taş üstünde döyüp küfte yapayım.Yanına erişte de ister."Dedi.
Kızı uzatmadı sözü.Eşiğe çıkıp öbek öbek topladığı gazelleri bir köşeye kondurulan tenekeden çöplüğe koydu.
Anası da et taşını kilerden çıkardı.Bahçeye uzatılmış hortuma su açarak tozunu pisini yıkadı.
Mermersi,sal taş suyun altında cila yemiş gibi parıldıyordu.Kaldırıp kucağına yerleştirip koca gövdeli dut ağacının dibine taşıyıp yerleştirdi
Dünden alınan koyunun döş etini taş üzerine yerleştirip bıçakla parçalara böldü,ağacın budağına asılı tahta tokmağı alıp eti dövmeye başladı.
"Gız ana gıyma getirseydi ya babam.Bi de et taşı külfeti çıkmazdı."Dedi kızı.
Eti tokmaklamaya devam ederek yanıt verdi anası.
"Herifin bu dünyada sevdiği et daşında küfte.Bırak da dediği ola gızım...Bele sevi...Eskiden gıyma makinesi mi varmiş?Bağ vasiyetimdir size...Ola ki ölürem giderem sakın ola babanızın bu isteğini geri çevirmiyesiz.Yoğsa südüm helal değildir."
"Ay anaaa!Ağzından yel ala!Heç babamızın bi dediğini iki ettik mi?"
Ana sıcak bir bakış attı kızına.
"Lepesi,bulguri,zeyturun dediğimiz otini eyi bileceksiniz.Lepeyi akşamdan suya yatıracağsız gızım.Bunnardan biri eksik olursa emeğiniz carcur,yemeğiniz datsız,duzsus olur ki babanız heç lafını sakınmaz, bu nemet midir,mundar mıdır diye vallah başız eti yiyer."
Ana, taş üzerinde et tokmaklarken,kızı semaveri tutuşturdu.
"Anama bi güzel çay yapam da el golu dinlene."Dedi.
Çok uzaktan,Van denizinden kopup gelen serin rüzgâr, yorgun ananın mavi boncuklu leçeğiyle buluştu.
Şahin Akçap'in Sitemizdeki diğer köşe yazısı için Tıklayınız
Yorumlar