Ulusal bayramların öncesinde gelirdi 2 Nisan Van’ın Kurtuluş Bayramı…
Cumhuriyet caddesinin orta yerindeki hükümet binasının önünde bir gün öncesinden davul zurna çalınır, yurttaşlar halay çekerlerdi.
İnönü İlkokulunda beden eğitimi derslerimizin gözde öğretmeni Tarık öğretmenimiz dönemin okul müdürü Ferit Taş ile izci takımı kurdurtmuştu okulumuza. Kısacık şort biçiminde pantolonlar, askeri giysi(haki) rengindeki formalar, gömleğin sol yanındaki cepte düdüğü, başımızdaki kep ile korkusuz izcilere dönüşürdük.
Ancak kentin kurtuluş günü İki Nisan olunca ve takvimler baharı işaret etse de yüksek deniz Van Gölü havzasında hala içimiz titreten soğukları yaşardık.
Edremitli Agah Öğretmen bir ara Tarık öğretmenin kulağına fısıldamış:
“Çocuklar bu kıyafetle üşütür maazallah! Zatüre matüre olurlar bir hal çare bulalım.” Deyince en akıllı yöntem, o gün her izcinin okula bayram töreni için katılmaya gelmeden önce bir fincan pekmezi fon dip yaparak içmeleriydi.
Bayram sabahı hükümet meydanında dizilen öğrencilerin hemen karşısında halk da yerini alırdı. Valinin ve belediye başkanının yer aldığı protokol bölümünü kentin yöneticileri ve eşleri doldururdu.
Tören meydanında; saygı duruşu, İstiklal Marşı ve kentin valisinin konuşmasının hemen ardından Türk askeri ile Van’dan kovulan işgalci askerlerin kuru sıkı patlattıkları silahlarla temsili çarpışma oyunu sahnelenir ve Türk Bayrağı kalpaklı bir subay tarafından gönderiye çekilirdi. Bayramın en heyecanlı anı da bu andı.
Şiirler okunur ve sonrasında resmigeçit yapılırdı.
O gün yalnızca kent merkezinde yaşayanlar hazır bulunmazdı. Van’ın en uzak köylerinden köylüler de akın akın kent merkezine gelir, esnafın yüzünü güldürürdü.
Balon, simit, pervana (rüzgârgülü) satanlar bayram yerine en güzel giysiler içinde getirilen çocukları sevindirirdi.
Coşkunun ve Heyecanın Doruğa Çıktığı Gün
Coşku ve heyecanın doruğa çıktığı o günün akşamı, kentin mülkü amirlerince kapalı spor salonunda düzenlenen şölende folklor ekipleri gösteriler sunar, önceden düzenlenmiş şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye girenlere ödülleri sunulur ve okutulurdu. O yılların birinde Kurtuluş Gecesi için düzenlenen şiir yarışmasında rahmetli Kaya Kayaçelebi birinci, benim yazdığım şiir de ikinci olmuştu. Ödülüm bir kol saatiydi. Okul Müdürümüz rahmetli Servet Aydınoğlu ile birlikte kapalı spor salonunun orta yerinde kurulan sahnede yine rahmetli olan dönemin Van Belediye Başkanı Tayyar Dabbaoğlu’ndan almıştım.
Şimdi yine aynı heyecan yaşanıyor mu?
Van’ın saygın yöneticileri kurtuluş günüyle ilgili resim, şiir, kompozisyon dallarında yarışmalar düzenliyor mu? Cumhuriyet Meydanına hâkim noktadaki hükümet binasının önünde davul zurnayla arife gününden itibaren şenlikler yapılıyor mu? Hangi okulların izci takımları var? Bayram gecesi fener alayı ile coşku sürdürülüyor mu?
Ben dünden kalanları yazdım…
VAN Sesi Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni kardeşim İkram Kali’de sorularıma yanıt verecek bilgileri kaleme alsın.
Dilerim kurtuluş Bayramı yıldönümü, doğduğum kente; barışı ve huzuru, kadim dostluk ve kardeşliği daim kılsın.
O güzel Van türküsünün sözleriyle sevgili hemşerilerime bayramınız kutlu olsun diyorum.
Bizim Eller
Bizim eller, ne güzel eller
Söylesin şirin diller
Oynasın koç yiğitler
Oy bizim eller ne güzel eller
Bu dağda maral gezer
Zülfün tarar gezer
Dağ bizim maral bizim
Avcı burda ne gezer
Bizim eller, ne güzel eller
Söylesin şirin diller
Oynasın koç yiğitler
Oy bizim eller ne güzel eller
Gazeteci-Yazar; Şahin Akçap