Gazeteci-Yazar Usta Kalem Şahin Akçap, Van Halk Kültüründe önemli bir yere sahip olan Dualar ve Bedduaları yazdı.

Dualar ve Beddualar

Hayat ne garip değil mi? Görevleri dualar olanlar da haksızlığa uğradıklarında ya da adam yerine konulmadıklarında beddualara sığınıyorlar. Anadolu’nun birçok yerinde bedduaya ilenç deniyor. İlenmek canı burnuna gelen, haksızlığa uğrayan insanların başvurduğu yol! Anacığımın sabrı taştığında söylediği tek söz vardı: “Sende evladından çek!” Derler ki anaların beddualarını emzirdikleri helal süt engellermiş. Ancak babaların bedduası öyle değilmiş. Bir gün mutlaka tutarmış. Minik bir araştırma yapınca bedduaların hiç de o kadar azımsanmayacak kadar çok olduğunu fark ettim.

Birkaç örnek verirsem:

Akıbeti başına. Âlem başına yığıla. Âlem başına yıkıla. Bana ettiklerin başına gelsin. Baş aşağı gelesin. Başın belâdan kurtulmasın. (Evli kadınlara) Başın bozula. (kocan ölsün, yuvan dağılsın, başını dul hanımlar gibi bağla.) Başın darala. Başın kopsun. Başın paralansın. Başın taşa dokuna. Başın ucunda ak duman göremeyesin. (Uyku için) Başın yastık görmeye. Başına ateş döküle. Başına ateş yağa. Başına baturayasıca.(yiyesice) (Bütün bunlara neden sensin, dendiğinde): Başına benim kadar taş düşsün. Başına bit düşsün. (Beni kınayanların da )Başına gelsin. Başına him (temel) taşı düşsün. Başına karalar bağlana. Başına kara gele. Başına kül elene. Başına (mezar) taş(ı) dikile. Başına taş düşe. Başına taş yağa. Başına toprak elene.

Büyüklerimizin çokça verdikleri nasihatlerin başında:

“Sakın beddua almayasın.” Sözü gelir. Dualar yani dilekler insana en yakışandır. Yeryüzündeki tüm dinlerin temel değerlerinde dualar yer alır. İbadetlerin sonucunda Allah’a yakarışta af dilemek ve şerden, şeytandan, şeytan ruhlu insanlardan uzak durmanın yalvarışı vardır. Benim en çok sevdiğim duaların başında önce konu komşuma, dostuma zeval gelmesin yalvarışı sonrada kendi aileme iyi dileklerim vardır. Duaların en makbulü içinde yaratılanların tümünü birleştirmek olan yürek dili vardır. Her dileğimi özetlerken derim ki: -Hakkımda yalan yanlış, fitne fesat düşünüp düşmanlık besleyenlere sen merhamet ver. Onların yüreklerindeki kötü düşünceleri uzaklaştır. Güzelden yana gönül düşürmelerine sebep ol. Düşmanlıklar dostluklara dönüşsün yarabbi!” Oysa günlerin peş peşine sıraladığı olaylarda canı yananların sosyal medyaya yansıyan konuşmalarında duaların yerini beddualara bıraktığına tanık oluyoruz. Her şeye rağmen unutmamalıyız ki ilahi adaletin koyacağı son nokta, vardıracağı tecelli kötünün, iyi önündeki mutlak mağlubiyetidir. Zaten kötü yaptıklarıyla kendi beddualarını da yaratır. Ve bugün olmasa bile yarın mutlaka ama mutlaka cezasını görür. Hem bu dünyada hem de öteki dünyada. Gün gelir sevgi ve mutluluğu arayanlar kötüleri lanetliler kabristanında unutup gider. Tarih de o lanetlilerin adlarını kara listelerinde kayıt etmeyi sürdürür. Sitemizdeki diğer köşe yazılar için Tıklayınız
Editör: Nihat Işık