Asıl adı GÜRBÜZER TAŞ'tı,

Ona Atila derdi annesi, öyle tanındı.

1978 yılında İstanbul'dan Van'a geldi.

Van'ın tanınmış varlıklı bir ailesinin çocuğuydu.

İstanbul'da uzun süre yaşamış eğitimli biriydi.

Şehri düzeltmek amacıyla belediye başkanlığına aday oldu.

Konuşmalarıyla gülünç hale geldi, yaşama küstü, doğruyu söyleyen kişiliği ile toplum dışına itildi.

Eski evlerinin yanında bir oda da, ilk kez Van'da lostra salonu açtı.

Van lostranın ne olduğunu onunla tanıdı.

Ama kimse oraya gidip ayakkabısını boyatmadı, üstelik alay konusu oldu.

Bu kez ATO orayı ''Dem Taştı'' kahvesine çevirdi.

İlginç bir tipti, Vanlılar onun ilginç kişiliğine ve davranışlarına alışamadıklarından dolayı ona takılmaya başladılar.

Bu takılmalar zamanla ölçüsünü kaçırdı, bu durum ATO'yu çok üzdü ancak hiç belli etmedi.

Topluma aykırı bir tipti, açtığı iş yerleri başarılı olamayınca malını satışa çıkarıyordu, böylece serveti de azaldı.

Üç tekerlekli bisiklet aldı.

Van'ın Unutulmaz Simalarından Ato

''BİZİM ELLER TÜP VE EKMEK DAĞITIM SERVİSİ'' ni Kurdu.

''25 kuruşa evlere nasıl ekmek dağıtılır'' diye herkes şaştı, olayı alay konusu yaptılar kimse ilgi göstermedi.

ATO bir kez daha başarısızlığa uğradı. Bir dönem Tepebaşı muhtarlığına aday oldu kazanamadı. Kırşe adında bir kadınla evlendi ve onun çocuklarına arka çıktı, oğullarını okutup kızını evlendirdi. Elinde evrak çantası ile gezer, içine dosyalar doldurur, şiirlerini yazardı. Sonu iyi gelmedi, 20 yıl önce çağdaş biri olan ATO, 20 yıl sonra meczub biri oldu.

Son günleri yoksulluk içinde geçti.

Ve bir gün öldü....

Görkemli bir cenaze töreni oldu onu tanıyan herkes cenazedeydi.

Akköprü'ye gömüldü.

ATO'nun yıllar önce yazdığı şiiri

Van'ın Renkli Yüzlerinden Ato

İSTİKBAL MARŞI

Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak!

Dönmeyip Amerika’da, arlanmaksızın yaşayacak!.

O benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacak,

Hortumladıkları benimdir, milletimindir ancak!

***

Çalma, kurban olayım hepsini ey hırslı çakal!

Gariban halkıma da bir pul bırakacak kadar al!

Olmaz sana götürdüğün paralar sonra helal,

Hakkını vermezsen burdaki ortaklarının behemehal!

***

Ben ezelden beri aç yaşadım, aç yaşarım!

Hangi hükümet beni kurtaracakmış, şaşarım!

Kurumuş musluk gibiyim, ne akar ne taşarım!

Yırtsam da bir tarafımı, hiç görülmez başarım!

***

Mali krizler, yoluna örmüşse çelikten bir duvar,

Benim '.ceğiz, .cağız'diyen bir hükümetim var!

Bağırsın korkma, nasıl işimize burnunu sokar?

‘Avrupa Birliği’ denen tekdişi kalmış canavar!

***

Arkadaş, Meclis’e namusuyla çalışanları uğratma sakın!

İşe aldıracakların, olsun hep sana yakın!

Gelecektir, cezanı vereceği günler Hakkın,

Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın!

***

Yaktığın yerleri ‘orman’ diyerek geçme,tanı!

Çalışanı işten at, doldur kadroya yatanı!

Gözleri açık yatır seni kurtaran atanı,

Satılmadik o kaldı, durma satıver şu vatanı!

***

Sermaye mutlu olsun, olsa da çevre feda!

Semizlettin Apo’yu, mezarında dönsün Şüheda!

Uydurma kanunlarla Meclis’ten getirin seda!

On bin Yıllık tarihe, yurdum ederken veda!

***

Cümlenizin bu yurdu yok etmek mi emeli?

Yediginiz herzelere başka ne demeli!

Oyuverin altını iyice sallansın temeli,

Yurdumun ki, sonunda vatandaş kükremeli!

***

O zaman durur belki gözümden akan yaşım,

O zaman doğrulur belim, yukarı kalkar başım,

O zaman boşa gitmez yıllarsüren uğraşım!

HESABINI VERİPTE GİTTİĞİNİZ GÜN KARDAŞIM,

***

Dalgalanın dolar gibi sizde şimdi ey suçlular!

Olsun artık soyguncuya vurulacak bir yular,

Ebediyen, öyle yok hesapsız bir iktidar!

Hakkıdır ‘garip yaşamış vatandaş’ın da gülmek,

Hakkıdır ezilmiş milletimin, aydınlık bir İstikbal!

(Engin Kansav Ortaköylüoğlu'nun Van Üçlemesi Kitabından)

Van'ın Unutulmaz Yüzleri; Ato

Arkasından Kim Ne Dedi

Başkan Ato Yakın zamanda Hakka yürüyen Başkan dediğimiz Atilla ya herkes deli diyordu ama akıllı gibi hareket ettiği zamanlarda çoktu. Onun bayrak alıp şehirde gezdiğini tribünlere çıkıp bayrak salladığını hala unutamam. Ona deli diyorlardı ama bir gün SSK ye geldiğinde 506 Sayılı kanundan bahsedince inanın ayaklarım yerden kesildi. Ato’nun taşkınlık yaptığını gören duyan olmadı. Yaşadığı zamanda renkli bir sima olarak Van’da çok sevildi.

(Ümit Kayaçelebi Şair/Yazar)

Rahmetliyi birileri vakti zamanında üniversiteye getirmişti! Demişler nereye götürelim? Haydi Tufantoz'un dersine gidelim o da deli zaten! Kapıyı çalıp açtılar: Hocam, Ato sizin derse girip konuşabilir mi? dediler. Ne demek buyur sayın başkan, deyip kürsüyü verdim ve çocuklara 10-15 dakika konuştu! Alkışlar arasında da gitti! Rahmet olsun

(Abdurrahim Tufantoz)

Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet, kabri nurlarla dolsun. Vatan ve millet aşığı güzel ve merhametli insan.

(Gülnihal Kavasoğlu)

ATO süper zekalıydı

(Ümit Güleryüz)

Van'ın Unutulmaz Yüzleri

Malatya forma boynunda madalya maçlarda milleti oturtmazdı.

(Mehmet Akif İdikut)

Ato baba öz vanlıdır vanın sahibidirmekanı cennet olsun

(Şevket Akbulut)

Allah rahmet etsin , ato beyide özledik cumhuriyet bayramı kutlamalarınıda ?

(Murat Zorer)

Eğer ATO gibiler deliyise acaba biz ne kadar akıllıyız??? Allah rahmet etsin

(Kadir Ceyran)

Mekanı cennet olsun. Bence Allahın çok sevgili kullarindan biriydi. Her perşembe öğlenden sonra üniversiteye gelip iki tostunu ismarlatip vandaki okul ve klüp sporları halkında bizleri bilgilendirip giderdi. Çoğu akıllıdan daha faydalı ve hiç zararsız garip bir Allah adamıydı. Rabbim peygamberimize komşu eylesin.

(Muzaffer Selçuk)

Ato ..; Van ili nin doğru konuşan ruhu,onurun adı,ilk seçim yaşamını hatırlar gibiyim takım elbisesi,kravat iri ve kemeri epeyi geçmiş)),Memleket meselelerine vakıf ama anlatım dili,yani Ato'ca jargon yerlerde van tabiriyle ağzı heyecanına yenik düşerek alabildiğine şılavlı)),masum bir Van'lı Aslında şehrin köklü ailelerinden olan Kavasoğullarından'dır kendince yaşadı ve Flim bitti işte nam-ı değer atoyu bildiğiniz kadarıyla tanımladım.Mekanı cennet olsun diğerleri gibi onunlada oldukça derin sohbetlerimiz olmuştur.Baş düşmanı hırsızlık dı.

(Ahmet Sinan Atmaca)

MEKSİKALI...

Yürürken bile esintileriyle, rüzgara meydan okuyordu sanki.
Nereye,neden,niçin,kimin için gittiği belli olmadan,bir koşuşturma bir koşuşturma anlayabilene aşk olsun.
Okullar,cenazeler,eczaneler, hastaneler,meyhaneler,kıraathaneler,özellikle;Atatürk Lisesi ile Cumhuriyet İlköğretim okulu,şehir parkı,spor salonu,spor sahası, Cumhuriyet Caddesi ve memurlar kulübünün müdavimi.
Öyle bir yürüyüş,öyle bir telaş. Tanımayanlar için savaşın başladığı anlar.İki eli,iki kolu,iki omuzu,tüm cepleri,ayakları cephanelik gibi.


Milli Takım,FB,GS,BJK,Vanspor, Tüm amatör takımların bayrakları ile oradan,oraya koşan adam.
29 Ekim Cumhuriyet Bayram'ı törenlerine katılmak üzere,bando takımı ve yürüyüş grubu ile tam bahçeden çıkarken,bakkal Şahap'ın tepeden bir bağırma sesi ile tüm okulu durdurdum ve sayın Ato beyi beklemeye başladık.Geç kaldığı için özür dileyerek,en öne geçti.
Herkes için çok büyük sıkıntı olan Ato beyin davranışları,bizim öğrencilerimiz için güzel bir eğlenceydi.Alay komutanı olan müdür amcaları beni ve Ato gibi tüm komutan yardımcılarını yakından tanıyorlardı.


Gür bir sesle;"Bayrağ ve sancağ öne,hepız menım arğama, ıstıkamet Cumhuriyet cedidesi marş marş.Gülüşmeler,bando, muhabbet ve mevzu ile çarşıya vardıktan sonra,saatlerce öğrencilerin başında o taraftan bu tarafa bin bir defa koşuşturan, kendisini sorumlu hisseden, öğrencilere su getiren,bayrak ve filamayı çocuklar yorulmasın diye saatlerce tutan bir deli.
Okullar yürüyüşe geçince, öğretmenlerle birlikte öğrencileri sıra yapan ve resmi geçişte okulun en önünde yürüyen adam. Cumhutiyet Bayram'ında, Cumhuriyet okulunun birinci olması gerektiğini ve güzel yürümeleri için öğrencilerimizi motive eden deli.


Ve bir hafta sonra aynı şiddet ve celalle okulun bahçesinde cephanesiyle,ağzından dökülen şılavın alt dudağına vurduğu, burnundan çıkan fırttığın yüzünde dalgalanarak saçlarına yapıştığı Ato bey okulun bahçesinde.Her gördüğü yerde "müdür bey" dediği bana "vıle müdür,bayramda birinci olduz, mana niye teşekkür vermedın" dediğinde;"aaaaaaaa Atilla bey,senin için tören yapacağız" deyince, öğrencilere "vatan, millet" sevgisini anlatarak kayboldu.
Unutur mu?


Çarşamba demiştik, Çarşamba öğleden sonra okula gelmiş ve ben toplantıdayım. Bir de başına güneş vurmuş, bu defa kızarsa, fırttıği duvarlara vurur. Allah selametlik versin,dostum,kardeşim,40 yıllık arkadaşım ve müdür yardımcım Emine Saitoğlu (Ertürk)kurtarıyor beni ve okulu. Giriyor koluna" belgen hazır, öğretmenler odasında yemek yelim ve tören yapalım" diyor. Atoya güzel bir kısır yediriyor, benim imzamla bir belge veriyor ve okuldan gönderiyorlar. Kulübü arayarak İlyas'a not bırakıyorlar.
Mesaiden sonra memurlar kulübünde toplanırdık kafa dinlemek ve sohbet için. Ato bir şövalye edasıyla kulüpten içeri girdi ve kulüpte oturan hepimize öyle bir küfür etti ki...

Hepimiz donup kaldık bir an. Fısıldaşmalar, gülmeler, Atilla beyler, çay iç demeler. Hiç birine aldırış etmeden benim yanıma gelerek "müdür bey hariç" dedi. Yanımızda oturan İlhami "Ato niye o hariç" deyince" onun öğretmen ablaları mana yemeğ yerdirdiler, o da mana bayram teşekküri verdi." 
"Be sız ne .oğ verdız, avatlar." diyerek çekip gitti

(Bahri Yıldızbaş Eğitimci/Yazar)

Editör: Nihat Işık