Van’ın Unutulmaz Simaları
Araştırmcı-Şair-Yazar Ümit Kayaçelebi Van’ın Güzel Ruhlu İnsanlarını yazdı.
Bu gün aklıma çocukluk yıllarında daha aklımızın ermediği neyin ne olduğunu bilmediğimiz yıllarda Cumhuriyet Caddesine çıktığımızda her bir köşe başında böyle boynu bükük oturan, melül mahzun duran onca insana rastlardık.
Kendilerini doğru düzgün tanımaz, hayatlarından bir haberdik sadece halk tarafından nasıl çağırıldıklarını bilirdik. Bizce bilinen sadece isimleriydi. O isimlerin çoğunu Van halkı onlara takmıştı.
Niye takmışlardı! Nasıl bir olay olmuştu da o isim takılmıştı ! bunların bende çoğunu bilmiyorum ve bilene de rastlamak çok zor.
[ads2]
Kendi isimleri ile olamasa da böyle takılan isimlerle çağrılan insanlara bu gün Van’ın güzel insanları diyorlar! Doğrudur biz de bir ata sözü var derki; 'Kör ölünce badem gözlü olurmuş'. Bu da aynı mesele.
Yaşadıkları zaman içerisinde hep halk tarafından istihza ile karşılanan, çoğu zaman alay edilen, hiciv konusu olan ve adete bir eğlence vasıtası haline gelen o günün garibanlarını, delilerini, meczuplarını, yerlerde sürünenlerine şimdi ne diyorlar 'Vanın unutulmaz simaları!'
Devri zamanında değer vermediklerimize şimdi değer biçer ve kıymet verir olduk. Adeta günah çıkarıyoruz.
Geç de olsa anlayabildiğimize de çok şükür. Şimdi bir çok Vanlı buradan göçtü gitti kalan bir avuç Vanlı da birbirine sahip çıkmada maalesef sınıfta takılmışlar ve dikiz aynasına bakıp geçmişle avunup duruyorlar. Aynada da en çok işte o şimdi renkli simalar, Van’ın güzel insanlarıyla kendilerini avutuyorlar.
Aksini kimse iddia edemez işte burada yazıyorum. Bir zamanlar Selahaddin Gardaş dediğimiz o güzel muhterem insana çocukların eline para verip şeker verip 'Aslan Titto' diye alay ettiren yine bu şehrin insanları değil miydi? Şimdi inkâr ediyorlar ama bunu herkes biliyor.
Dün Aslan Titto dedikleri insanı gün geldi ne mübarek insan , evliyadan biri diye methetmeye başladılar. O her zaman muhteremdi ve evliyaydı zaten Vanlı onu geç anladı ve sonunda 'Selahaddin Gardaş' diye anmaya başladı.
SELAHATTİN GARDAŞ’A
Cismin aramızdan ayrılsa n’olur
Selahattin Gardaş gönlümüzdesin
Biz Vanlılar senle gurur duyarız
Selahattin gardaş gönlümüzdesin.
..
Kör ölünce badem gözlü diyoruz
Yaşarken kadir, kıymet bilmiyoruz
Tekel’in önünde seni görür gibiyiz
Selahattin gardaş gönlümüzdesin.
..
Bir muamma bir sırdı gülüşün
Daha bir başkaydı senin duruşun
Çok geç ark edildi veli oluşun
Selahattin Gardaş gönlümüzdesin.
..
Çok eski Vanlıyı tarihe gömdük
Hayallerini de Fizana sürdük
Geçte olsa sana biz gardaş dedik
Selahattin Gardaş gönlümüzdesin.
..
Yıllarca hep Tekelin önünde durdun
Sessiz ve Sedasız bir hayat sürdün
Nice Vanlının gönlünde taht kurdun
Selahattin Gardaş gönlümüzdesin.
Gero
Gero (ismi Kahramandı ) vardı şimdiki Sebze pazarının kuzey kapısının hemen karşısında abisi Hasanın yanında kahvede sil süpürle uğraşırken sırtına parğaçları alıp kahveye kehrizden su taşırdı. Yani Geronun işi sakalıktı. Yalnız su taşırken kendi bildiği türküleri çığırarak su taşırdı bu da Vanlının hoşuna giderdi.
Deli Metin derdik ama ben onun bir türlü deli olduğuna kanaat getirmedim çünkü biraz da hırçınlığı vardı bazen tırlatırdı bazen de kuzu gibi olurdu. Çoğu zaman Büyük Caminin tuvalet kısmında Rahmetli Ali dayı ile birlikte otururdu daha sonra resmi bir kurumda deruhte ettiler ve şimdi aramızda değil.
Deli Arif
Deli Arif dediğimiz kişi aslen Gevaşlıydı. Ama Van’da yaşıyordu yaşamak dediğiniz ne ki işte o zamanlarda hanlarda külhanlarda yatıp kalkan biri. Bayağı cüsseli ve iri yarı biri her zaman başında şapkası olan ve elinden değneği düşmezdi.
İlk zamanlar çok aşırı taşkınlıkları yoktu ama bir zaman sonra Elazığa gönderilerek orada tedavi ederken gözlerinin kör edildiği hala söylenir. İşte kör olduktan sonra tam deli oldu. İşte bu gün Arifi rahmetle ananlar onu deli edenler değiller mi? Durduk yerde sataşırlardı ve kızınca şapkasını yere fırlatır elindeki değneği kafasına yüzüne vurur biçare Arif kan revan içinde kalırdı.
O zamanlar büyüklerimiz delilerden bahsederken şöyle bir sıralama yaparlardı: 'Al deli, mor deli, zır deli ve zırzır deli' ve işte rahmetli Arifi de biz zırzır deli edip ahrete gönderdik.
Demirbilek Aloş
'Bi lira Var!' işte bu da Aloşun sözüydü. Aloş kime rastlasa Bi lira var diye para isterdi. Aloş aşırı bir taşkınlığı olmayan senin benim gibi yaşadı ve hatta onu Allah sağlık afiyet versin THY Müdürü Nazif Çilingir oğlu kol kanat gerip THY binasında istihdam ederdi. Hiç kimseye elle kolla sataştığını kimse görmedi. Ve bir gün Dr. Önder’ın TRT deki programına çıkarak Şoratan Salihle Türkiye’de de tanınma şansını buldular.
Eski Nuh Palasın kaşı köşede sürekli boyacı Köroğlu oturur ayakkabı boyarken onun yanında da Selim otururdu. Selim dediğimiz kişi ufak tefek ayakları tutmayan öyle yerde sürüne sürüne gidip gelen birisi.
Nedisen Gaydaş Bayro
Bayramı herkes bilir o zamanları yaşı yanlar Bayro diye çağırırlardı. Yüzü gözü kapkara eli var ayağı yok yerlerde selim gibi sürünürdü. O da yine hep Nuh Palasın karşısında oturup gelen gidenden ufak tefek ne verdilerse alırdı. Bayro deli değildi ama yarım insandı.
Başkan Ato
Yakın zamanda Hakka yürüyen Başkan dediğimiz Atilla ya herkes deli diyordu ama akıllı gibi hareket ettiği zamanlarda çoktu. Onun bayrak alıp şehirde gezdiğini tribünlere çıkıp bayrak salladığını hala unutamam. Ona deli diyorlardı ama bir gün SSK ye geldiğinde 506 Sayılı kanundan bahsedince inanın ayaklarım yerden kesildi. Ato'nun taşkınlık yaptığını gören duyan olmadı. Yaşadığı zamanda renkli bir sima olarak Van’da çok sevildi.
Geçmiş zaman olması hasebiyle her ismi ve yaşayan insanın tam hayatını hatırlamak da takdir edersiniz ki zor . Hatırladığımız kadarıyla anlatmaya acizane gayret ediyoruz.
Galip diye biri vardı Makine mühendisiydi ama aklını yitirmişti. Necmettini bilenler bilir. Gavurmalığ diye çağırılardı. Eski Sanayi sitesinde Yaşayıp göçen Deli Çavuş.
Ölüm Var Ölüm!Göz Gözzz..
'Ölüm var ölüm!' bu da göz göz Murat'a aitti. Bir yandan seyyar kebap yapar ciğer satarken gelip geçenlere ölüm var ölüm diye seslenirdi. O da bir gün her zaman andığı ölümle buluştu ve ahrete göçtü.
Makaryos dediğimiz kişi da saçı sakalı birbirine karışmış pejmürde darma dağınık gezen biriydi ama asıl isminde doğrusu bilmiyorum.
Bir Hoca Sadettin vardı senin benim gibi akıllı iken birden ne olduysa aklını yitirdi ve başında takke ile dolanmaya ve insanlara vaz etmeye başladı.
Orhan Keven. Bu benim okul arkadaşımdı okuldan sonra Van’da daha ilk çiğ köfte yoğuranlardan biri olarak Van tarihinde yer aldı. Şimdiki Telekomun önünde çiğ köfte yoğururdu. O çiğ köfte yoğururken hemen yanı başında da Muhyeddin amca seyyar leblebicilik yapar ve yaz geceleri de parğaçta nohut satardı. Daha sonraları vefat ettikten sonra oğulları babalarının namını yürütme adını Nohutçuoğulları olarak kuru yemişçilikle iştigal ettiler.
Baba mıri… baba mıri !
Ğıdo
Ğıdo dediğimiz Van cadde ve sokaklarında perişan bir halde dolaşır ağlamaklı bir vaziyette hep baba miri baba mıri (Yani babam öldü) diye dolanıp durdu en sonunda o da babasının yanına vardı.
Şimdi gel de sen Dımsoyu anma. Dımsoyu anmadan elbette geçmek olmaz. Biz ona Dımso diyorduk ama asıl adı Mustafaydı. Bir öğretmen hanım efendiye. Kız Enstitüsünde Sema adlı bir öğretmene aşık oldu öğretmen evlenince aklını yitirdi ve bu kez gördüğü her kadın kızı sema gibi görmeye başladı. Nerden çıktı bilinmez bizim Vanlılar ona 'Dımso sana kız vermezler' diye takıldı durdu. Ve Dımso sema sema diye sayıklayıp gitti.
DIMSO
İstediğin kadar dolan
Dımso sana gız vermezler
Sana gülen yüzler yalan
Dımso sana gız vermezler.
**
Kılıktan kılığa bürün
Çoban kolonyası sürün
Semoşunda toyu bu gün
Dımso sana gız vermezler.
**
Kendini hiç boşa yorma
Tatlı Hayallar de kurma
Dibek başında oturma
Dımso sana gız vermezler.
**
Caddede atarsı tağla
Marifetin kenden sağla
İş bitmez bıyığ burmağla
Dımso sana gız vermezler.
**
İç zernebat kana kana
Belki şifa olur sana
Kızlara bağ yana yana
Dımso sana gız vermezler.
**
Çayını iç hep kur hayal
Biraz kırık leblebi al
İstersen kık kapıyı çal
Dımso sana gız vermezler.
**
Hayallerin döğ dibekte
Suyuda ele elekte
Kabahat bulma felekte
Dımso sana gız vermezler.
**
Sağa sola yalanmağla
Her gördüğen sulanmağla
Mercimekte dolanmağla
Dımso sana gız vermezler.
**
Girmişsen yirmi yaşına
Dolanma boşu boşuna
Gezinip dur tek başına
Dımso sana gız vermezler.
**
Dana Mustafa siperde
Vuracak gördüğü yerde
Başımızı sokma derde
Dımso sana gız vermezler.
**
Türkü deyip saz da çalsan
Yusuf gibi güzel olsan
Vanda erkek bir sen kalsan
Dımso sana gız vermezler
İsoyu da burada unutmayalım. Bildiğim kadarı ile şu anda bir yerde koruma altında.
Kurtuluş Parkı Civarında gezip dolanan Kibar Feyzo da artık aramızda değil.
Hatırlarsanız Koçeronun kahvesine sürekli takılan bi Niyazimiz vardı ama şu anda nerdedir sağmıdır ne haldedir bi haberiz.
Fadile ablamız hala sağ ve aramızda Allah ona hayırlı Ömürler versin.
Hatırladığım ve bildiğim kadarıyla o geçmişte birlikte yaşayıp çok hatıralarımız olan deli, veli, tanınmış bazı insanları burada anmaya çalıştım.
İsmini zikrettiğimiz veya unuttuğumuz cümle o renkli simaları rahmetle anıyorum diyorum.
Hey gidi günler hey.
Hele bakın kimler gelmiş kimler geçmiş.
Selahaddin gardaşlar, Atolar, aloşlar ve daha niceleri.
Araştırmacı-Yazar
Ümit Kayaçelebi-24.01.2019
Van'ın diğer Unutulmayanları için TIKLAYINIZ