Van’da batan teknede sağ kurtulan Akbaş verdiği ifadesinde tüm gerçekleri anlattı…

Van Gölü'nde batan ve içinde yaklaşık 60 kaçak göçmenin olduğu bir teknede sağ kurtulan Medeni Akbaş, dün savcılıktaki ifadesinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Akbaş, Tuşba İlçe Jandarma Komutanlığında verdiği ifadesinde kan donduran gerçekler ortaya çıktı.

Akbaş ifadesinde Servet Akbaş’la birlikte göçmenleri Bitlis’in Reşadiye ilçesine götüreceklerini ve fark edilmemek için teknenin ışıklarını yakmadıklarını söyledi.

Van Gölü'nde batan ve içinde yaklaşık 60 kaçak göçmenin olduğu bir teknede sağ kurtulan Medeni Akbaş, dün savcılıktaki ifadesinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Akbaş, Tuşba İlçe Jandarma Komutanlığında verdiği ifadesinde kan donduran gerçekler ortaya çıktı.

Akbaş ifadesinde Servet Akbaş’la birlikte göçmenleri Bitlis’in Reşadiye ilçesine götüreceklerini ve fark edilmemek için teknenin ışıklarını yakmadıklarını söyledi. Van Gölünde 27 Haziran tarihinde batan ve içinde yaklaşık 60 kaçak göçmenin olduğu bir teknede sağ kurtulan Medeni Akbaş, dün ifadesinin ardından mahkemeye çıkarıldı.

Mahkemeye çıkarılan Akbaş, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olayın yaşanmasının ardından 11 kişi ile birlikte gözaltına alınan Akbaş, Tuşba İlçe Jandarma Komutanlığında ifadesi alındı.

Akbaş’ın ifadesinde kan donduran gerçekler ortaya çıktı.

“YOLCU” KELİMESİNİ ŞİFRE OLARAK KULLANMIŞLAR

Akbaş ifadesinde, 27 Haziran günü akrabam olan Servet Akbaş ile haberleştiklerini, Servet Akbaş’ın kendisine “akşama mülteci var sende gel" dediğini söyledi.

Servet Akbaş’ın babasına ait olan o yolcu teknesi normal yolcu taşımacılığında kullanılmadığını kaydeden Akbaş, kaçak göçmen taşımacılığında şifre olarak “Yolcu” kelimesini kullandıklarını söyledi.

FARK EDİLMEK İSTEMEDİĞİMİZ İÇİN YAKMADIK

Akbaş ifadesinin devamında şunları söyledi: “İlk olarak kendisine ‘ben gelmem’ dedim. O da bana ‘korkma hepsinin kimliği var’ dedi. Ben de bunun üzerine kabul ettim. Daha sonra Altınsaç köyüne saat 19:30 sıralarında gelerek beni aldı. Servet beni buradan göçmende kullanılacak olan ve kendilerine ait olduğunu bildiğim fakat kimin adına kayıtlı olduğunu ve ismini bilmediğim tekne ile aldı. Bu esnada teknede ben ve Servet vardık, başka kimse yoktu.

Servet bana göçmenleri Çarpanak Adasından Çitören Mahallesinden alacağımızı oradan da Bitlis’e bağlı Reşadiye ilçesine götürüp bırakacağımızı söyledi. Bana bu iş karşılığında sonra 750 TL para verecekti.

Çarpanak adasına doğru tekne ile göl üzerinden yola çıktık. Tekneyi Servet sürdü. Çarpanak adasına yakın bir noktaya geldiğimizde saat 21:50 sıralan idi. Teknede Işık vb. yanmıyordu. Fark edilmek istemediğimiz için yakmadık. Açıktan Çarpanak adası Çitören tarafına bakan sahil kesiminde göçmenlerin karada kum üzerinde bekliyor olduğunu gördük. Ben Servet 'in göçmenlerin yanında bulunan bir şahısla görüşmesinden ve bize doğru ışık yakmasından gördüm ve öğrendim.” Dedi.

DALGALAR ARTINCA MOTOR SU ALMAYA BAŞLADI

Servet Akbaş’ın kaçak göçmenleri getiren şahısla bir süre konuştuktan sonra Bitlis’e doğru yola çıktıklarını belirten Akbaş, “Bitlis istikametine gitmeye başladığımızda göl dalgalanmaya başladı. Servet tekneyi kullanırken ben de arada kamaraya girip çıkıyordum. İçerisi çok kalabalık olduğu için çokta giremedim. Bir ara dalganın şiddetli vurmaya başladığında motora baktım ve motorun su aldığını fark ederek korktum. Ters bir şeyler olacağından korktuğum için Servet'e bilgi verdim. O esnada dalgalardan dolayı tekne çok sallanmaya başladı. Servet tekneyi döndürmeye çalıştığı esnada bir anda teknenin sağ tarafından vuran dalgaların etkisi ile sol tarafa doğru tekne yattı ve ben dâhil herkes altında kaldı. Daha sonra ben ve teknede bulunan göçmenlerden başarabilenler yüzerek suyun yüzüne çıktık.

Ben ilk etapta kapı arasında oluşan hava boşluğundan faydalanarak kendimi teknenin dışına çıkarmayı başardım.” İfadelerine yer verdi.

SABAH SAAT 4’E KADAR SUYUN YÜZEYİNDE KALMAYA ÇALIŞTIK

Bu esnada vücudumun çeşitli yerlerinden yaralandım. Yüzeye çıktığımda çok sayıda mültecinin suyun yüzünde olduklarını gördüm. Etrafa baktığımda gözüm Servet’i aradı ve bağırarak Serveti gördüm. O da beni arıyordu. Ancak onun benden önce çıktığını anladım. Daha sonra yüzerek yan yana geldik. Servet benim yanıma geldiğinde ben tekne içerişinde çok fazla su yuttuğum için batırıyordum ve Servet benim kıyafetlerimi çıkardı. O esnada ben Servet'e ‘batıyorum ben dayanamıyorum’ dedim. O da bana moral vermeye çalıştı. Mültecilerden birine ait olduğunu tahmin ettiğim bir çanta elime geldi ve ben çantaya tutunarak suyun yüzünde kalmaya çalıştım. Bu esnalarda tahminime göre saat aynı günün 23.00 sıralarıydı. Ben göçmenlere bağırarak bu tarafa doğru gelmelerini söyledim. 28.06.2020 gününün sabah saatleri yani 04.00 ile 04.30 sıralarına kadar suyun yüzeyinde kalmaya çalıştık.

YÜZEREK KIYIYA ULAŞTIM

Akbaş ifadesinde güneş doğana kadar Servet Akbaş’ın boğulmaması için su yüzünde tutmaya çalıştığını ifade ederek, “Bu esnada Servet'in öldüğünü anladım fakat ölmüş bile olsa cenazesini çıkartmak niyetindeydim. Ancak daha fazla gücüm ve takatim kalmadığı için kendisini bırakıp Çarpanak Adasına doğru yüzmeye başladım ve karaya çıktım. Sudan çıktıktan sonra çok susadığım için su aradım ancak bulamadım ve tansiyonum düştüğü için olduğum yerde belli bir süre bekledim. Sonra sahil kenarında piknik için gelen vatandaşlara seslenerek bana yardım edin dedim ancak beni duymadılar. Ben de yanlarına giderek su istedim ve bana su ve kıyafet verdiler. Daha sonrasında kaybolan koyununu bulmaya çalışan bir kişiyi gördüm. Pikniğe geldiğimi kıyafetlerimi suya girmek için çıkarttığımı fakat kıyafetlerimin ve telefonumun çalındığını söyledim. Eşimi ve evdekileri arayıp yardım talebinde bulunmak için kendisinden telefon istedim. O da bana kullanmış olduğu telefonunu vererek aileme haber verdim. Çarpanak Adasında olduğumu arabayla gelip beni almalarını söyledim. Daha sonra bana yardım eden kişinin evinin bahçesine gittim ve taşların arasında oturdum. O sırada Jandarma ile birlikte Altınsaç muhtarı Veysel Akbaş beraber gelip beni aldılar.” Dedi.

Şehrivan Gazetesi (Meral Yıldız Özel Haberi)

Editör: Nihat Işık