Halk kültürümüzün geçmişten geleceğe aktarılmasında “Oturma Gecesi Geleneği” Van'ın önemli kültürel zenginliklerinden biri olup, 2010 yılında UNESCO tarafından kabul edilen Somut Olmayan Kültür Mirası Listesindeki Geleneksel Sohbet Toplantıları içinde de yer almıştır.

Uzun Kış Gecelerinin Vazgeçilmezi

Van Oturma Geceleri eskiden toprak evlerde uzun kış geceleri, bir evde veya farklı bir mekanda arkadaş, dost grupları arasında sohbetli, eğlenceli- eğlencesiz yemekli-yemeksiz yapılan toplantılardır. Vanlıların günlük yaşamdaki kullandıkları "Oturmaya gidiyoruz. Oturmaya geldik. Oturduk konuştuk. Oturduk çaldık, söyledik, dinledik. Oturduk yedik içtik eğlendik. Oturduk dertleştik" ifadeleri oturma gecelerinin kaynağıdır.

Van Oturma Gecesi
Van Oturma Gecesi Geleneği

Van Oturma Gecesi formatına benzer sohbetli-eğlenceli toplantı geleneği,  Anadolu'nun birçok yöresinde de de farklı isimlerde devam etmektedir. Örneğin; Şanlıurfa'da " Sıra Gecesi", Elazığ'da "Kürsü Başı" Çankırı'da "Yaren Geceleri", Gaziantep'te "Meşk Geceleri", Diyarbakır'da "Velme (Sıra-Eyvan, Şehriye) Geceleri" Konya'da "Oturak Alemi", Adıyaman'da "Harpene", Bursa-Adana'da "Gezek Geceleri", Balıkesir' de "Barana Geceleri" bunlardan bazılarıdır.

Oturma Gecesi UNESCO Listesinde

2010 yılında UNESCO tarafından kabul edilen Somut Olmayan Kültür Mirası Listesindeki Geleneksel Sohbet Toplantılarına Kültür Bakanlığı İnternet Sitesinde geniş olarak yer verilmiş olup ve özetle aşağıdaki açıklamalar yapılmıştır;

Van Oturma Gecesi Geleneği
Van Oturma Gecesi Kültürü

“Özellikle kış aylarında ve belli kurallar çerçevesinde bir araya gelinilen, sosyal dayanışma işlevli toplantılar için sıklıkla Perşembe, Cuma veya Cumartesi günü seçilir. Akşam saatlerinde başlayan toplantılar, gece yarısına doğru sona erer. Her üyenin toplantıya zamanında gelmesi ve zamanında ayrılması beklenir.

Yazılı Olmayan Kuralları Vardır

Sohbet toplantılarının oluşumu ve işleyişinde gelenekselleşmiş, yazılı olmayan kurallar vardır. Sayıları değişken olmakla birlikte genellikle 5-30 kişiden oluşan sohbet grupları, üyelerce seçilen 3-5 kişilik bir ekip ya da başkan tarafından yönetilmektedir. Yörelere göre sıra başkanı, kolbaşı, köşe ihtiyarı, büyük yarenbaşı, küçük yarenbaşı, sözcü, yiğitbaşı, büyük başağa, yaran reisi gibi isimler verilen sohbet başkanının görevi grup içi ilişkileri düzenlemek ve toplantıların belirlenen kurallara uygun olarak gerçekleşmesini denetlemektir.

Oturma Gecesi Geleneği Nedir?

Geleneksel sohbet toplantılarına genellikle 15 – 16 yaş ve üzerindeki erkekler katılmakta ve üye olmaktadır. Toplantıya katılmak isteyen kişilerin belli bir etnik grup ya da inançtan olma zorunluluğu bulunmamakla birlikte dürüst olma, sır saklama ve büyüklerine itaat etme gibi ahlaki niteliklere sahip olması beklenir. Sohbet toplantısının ilkinde toplantı yöneticisi ya da başkanı seçilir, görevleri hatırlatılır, sohbet sırasında ikram edilecek yemek çeşitleri kararlaştırılır, müzisyenlerle bağlantılar sağlanır ve toplantıların genel işleyişi belirlenir. Sohbet grubuna yeni birisi alınacağı zaman önceden kendisi hakkında araştırma yapılır ve sohbete katkısı değerlendirilir. Yeni üyenin diğer üyelerle sosyal statüsü başta olmak üzere pek çok yönden uyumlu olması gerekmektedir. Üye olmayanların misafir statüsünde toplantıya katılmaları ise tüm üyelerin onayının alınması koşulu ile mümkün olabilir.


Sohbetler üyelerin evlerinde sıra ile yapılır. Sohbet mekânına geliş ve selamlaşmada da belli kurallar takip edilir. Örneğin barana geleneğinde sohbet odasına önce başkan sonra üyeler girer; yaren geleneğinde ise üyeler hazır bir şekilde sohbet başkanını beklerler. Oturma düzeninde de belli kurallar takip edilir. Örneğin Gerede toplantılarında üyeler yarım daire şeklinde oturur ve tam ortalarında başkan, onun solunda müzisyenler ve sağında kıdem sırasına göre üyeler oturur. Sohbet mekânlarının düzeni için de belli kıstaslar vardır. Evin en geniş odasının tercih edildiği mekânda hasırlar veya halılar serilidir. Hasırların üstünde geleneksel desenli kilimler, minderler ve yastıklar vardır.

Adından da anlaşılabileceği gibi geleneksel sohbet toplantılarının içeriğindeki başlıca unsur sohbettir. Günlük yaşama dair her konuda sohbetlerin yapıldığı toplantılarda halk müziği, halk dansları, eğlencelik oda içi oyunlar, seyirlik oyunlar gibi etkinlikler ile yemek ve sofra kültürü de önemli yer tutmaktadır. Barana geleneğinde yüzük oyunu, yaren geleneğinde vızvız oyunu ve dilsiz oyunu, sıra gecelerinde yüzük saklama ve talaka gibi çok çeşitli oyunlar oynanmaktadır. Özellikle müzik yönü ile öne çıkan Şanlıurfa Sıra Gecesi, Elazığ Kürsübaşı toplantıları, geleneksel müziğin icracıları için usta-çırak ilişkisi içinde eğitim gördükleri bir konservatuar niteliğindedir. Toplantılarda yenilen yemekler de yöreden yöreye farklılık göstermektedir. Örneğin; Şanlıurfa Sıra Gecelerinin vazgeçilmezi olan ikramlar arasında çiğ köfte, tatlı ve acı kahve olarak da bilinen mırra bulunmaktadır. Sıra gecesinin yemek listesi baştan belirlenir ve bu listenin dışına çıkılmaz. Çankırı’daki yaren yemekleri arasında da çorba, güveç, pilav ve baklavadan oluşan takım yemeği öne çıkmaktadır. Elazığ kürsübaşı geleneğinde pestil, badem içi, dut kurusu ve ceviz gibi yiyecekler ikram edilir. Barana geleneğinde ise tirit haricindeki yemekler sohbet başkanının işaretiyle tamamen bitirilmeden ev sahibine bırakılır.

Van Halk Kültürü
Van Halk Kültürünün Zenginliklerinden Oturma Gecesi Geleneği


Geleneksel sohbet toplantıları temelde benzer bir işleve sahiptir. Öncelikli amaç iş dışında kalan zamanı sohbet ederek ve eğlenerek değerlendirmek, sohbete katılanları eğlendirirken eğitmektir. Sohbet konuları sosyal, siyasi meselelerden üyelerin ekonomik ve sağlık sorunlarına kadar uzanabilir. Bu toplantılar somut olmayan kültürel mirasın yaşatılması ve aktarılmasına, karşılıklı saygı ve dayanışma duygusunun özellikle genç kuşaklar arasında oluşmasına önemli katkılarda bulunmaktadır. Grup üyeleri sosyal statü, ekonomik ve diğer farklılıklar gözetmeksizin birbirleri ile eşit hak ve sorumluluklara sahiptir. Bu farklılıklar topluluk içinde hiyerarşik bir yapılanmaya sebep olmamaktadır. Grubun üyeleri günlük hayatlarında, yöneticiler ve yaşça kendilerinden büyük olanlar tarafından eğitilmekte, denetlenmekte, ihtiyaç duyduklarında kendilerine yapılan maddi ve manevi yardımlardan yararlanmaktadırlar."

Editör: Nihat Işık