Van'ın Çatak İlçesi'nde uygunsuz görüntüler verdikleri gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan öğretmenler Türkiye'nin gündemine oturdu. O öğretmenler yaptıkları açıklamada kendilerini savundu.
Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından aylıktan kesme cezası verilen kadın öğretmen, “Ben meslektaşımı babam, ağabeyim gibi görüyordum. Onu öğretmen olan babamı örnek aldığım gibi örnek alıyordum. İğrenç bir iftira ile boğuşuyorum. Bunları hak etmedim” dedi.
Başka bir okula sürgün edilen erkek öğretmen ise “Beni şikâyet eden öğretmenlerden biri çocuklara Said Nursi kitapları okutuyordu. Diğer öğretmen ise kız çocuklarını evine götürerek çocuğuna baktırıyordu. Ben buna karşı çıktığım için beni hedef aldılar. Milli Eğitim Bakanlığı’na güveniyorum. Bu haksızlığa müdahale edecektir” diye konuştu.
20 Mayıs 2019 tarihinde yaşanan olayda, doğum günü ve beraber tamamladıkları TÜBİTAK projesinin ardından iki öğretmenin birbirine sarılması, başı ağrıdığı için erkek öğretmenin dışarıdan bakıldığında içerisi gözüken spor odasına giderek uzanması ve uzandığı sırada kamerayı kapatması okuldaki diğer 2 öğretmen tarafından okul müdürüne şikâyet edildi. Okul müdürü görüntülerin uygunsuz olduğu iddiasında bulunarak 2 öğretmen hakkında idari soruşturma açılmasını talep etti. Van Valiliği öğretmenler hakkında soruşturma izni verdi. Bunun üzerine Van Milli Eğitim Müdürlüğü Disiplin Kurulu olayın araştırılması için müfettiş görevlendirdi. Okula gelen müfettişler hem kamera kayıtlarını inceledi hem de öğretmenlerin savunmalarını aldı. Aynı zamanda Çatak Kaymakamlığı da öğretmenlerden hem savunma istedi hem de Çatak Cumhuriyet Başsavcılığı’na da suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık öğretmenler hakkında takipsizlik kararı verdi. Kadın öğretmene aylıktan kesme cezası verilirken erkek öğretmen sürgün edildi.
‘KAMERALARA BAKILSIN’
Yaşadıkları sürecin çok ağır olduğunu belirten kadın öğretmen, “Zor şekilde ayakta duruyoruz. Ben de diğer meslektaşım da böyle bir iftirayı hak etmedik. Atılan iftira çok iğrenç. Rahmetli babam da çok iyi bir öğretmendi. Ben de meslektaşımı babam, ağabeyim gibi görüyordum. Onu, babamı örnek aldığım gibi örnek alıyordum” dedi.
Sürecin araştırılmasını isteyen kadın öğretmen, “Suçlanan meslektaşımın okulda açığı aranıyordu. Kendisi derse 2 dakika gecikse hemen tutanak tutuluyordu. Kendisi yaptıklarıyla çocukların gönlünde yer edinmiş bir öğretmen. Kendisiyle sarılmamız ve hocamın spor odasında uzanması suçlama konusu. Kameralara bakılsın. Hocamın uzandığı saatte ben dışarda nöbet tutuyorum” ifadelerini kullandı.
Erkek öğretmen ise çok zor şartlarda okuyup öğretmen olduğunu belirterek “Buradaki çocukların mağduriyeti beni çok etkiledi. Mesai saatlerim dışında da geceleri çocukları üniversite sınavına hazırladım. Onlar için sürekli deneme sınavları vs. ayarladım. Yazın Van’a gelip çocuklarımın tercihlerini yaptım. 19 kişilik sınıfın 13’ü 4 yıllık fakülte kazandı. Bu süreçte ise Milli Eğitim Müdürü bana destek oldu. Sürekli çalışmalarımı takdir ettiğini belirtti” diye konuştu.
Bu çalışmalarının bazı meslektaşları tarafından hoş karşılanmadığına dikkat çeken öğretmen, “Benim açığımı arayan öğretmenlerden biri çocuklara Said Nursi kitapları okutuyordu. Diğer meslektaşım ise ders saatlerinde 2 öğrencimi evine götürerek çocuğuna baktırıyordu. Ben çocukların dersten geri kalmasına izin vermedim. Okulda Atatürk büstü yoktu. Maaşımla büst yapılmasını dahi önerdim. Bu çıkışlarım o meslektaşlarımı rahatsız etti” ifadelerini kullandı.
İki defa meslektaşına sarıldığını aktaran erkek öğretmen sözlerini şöyle sürdürdü; “Ayrıca migrenim olduğu için meslektaşımdan spor odasının anahtarını alıp 2 kez biraz dinlendim. Sürekli açığımı aradıkları için, ‘hoca uyuyor’ dememeleri için ise kamerayı kapattım. Ancak camdan bakılsa içerisi gözüküyor. Öğrencilerim gelip uyandırdı. Ben bize bu iftirayı atanlar hakkında yasal yolları kullanacağım. Bakanlığın ise bu haksızlığa son vereceğini düşünüyorum.”
Kaynak: Cumhuriyet