Sizin de ara sıra çok uzakta kalmış hatıraların çekim kuvvetine kapılarak yollara revân olduğunuz oluyor mu?
Sabahın seherinde yataktan kalkıp bir eski zaman evinin denize bakan üst kattaki küçük penceresini açıp bir müzisyenin piyanonun kapağını kaldırması gibi, bir senfoni dinler gibi denizden gelen esintinin teninizi ürperttiği oldu mu?
Siz hiç Erek dağının bağrından kopup gelen kehriz sularının sessiz feryâdını bir ramazan ikindisinde susuzluktan kavrulmuş bir yürekle dinlediniz mi?
Sizin de zaman zaman içinizde uzun yıllar boyunca açılmayan gizli kapılardan geçerek; şehrin eski zamanlarına doğru başınızı alıp gittiğiniz oluyor mu?
Memleketin havasını ve ruhunu yaşatan sokakların yaz akşamlarındaki alacakaranlıktaki kokusunu ve tozunu hiç hatırladığınız oluyor mu?
Siz güneşli bir ilkbahar gününde kırların sükunetine gömülmüş bir tenhâ bağda bir iğde çalısının dalındaki bülbülün sedasını can kulağıyla dinlemişliğiniz var mıdır?
Şimdi kederle hatırlıyorum havalar nihayet düzelip ısınınca; bazen anam çiçekli baharın güneşli günlerinde sofrayı bahçeye sererdi iştah açar diye Ve ben bahçede nar pembesi elma çiçeklerinin altında gezerdim. O bahçelerde dünya bana daha hoş hayat huzurlu gelirdi.
Şehrin ışıltılı sabahlarında arklardan akan sularla, evlerinin önünü süpüren kızlar, köşedeki peynir küpleri, semaver tutuşturacak bahçeleri kalmamışsa şehir yoksullaşmış demektir.
Nigar ezelerin, Möhbet ezelerin varlığından taşan sevinç kalmamışsa sokağın neşeli günleri de yitip gitmiş demektir.
Bu memleketin eseri olan ve bu toprağın kendine has büyüsünü üzerinde toplayan sokakların ruhu gittikçe talan edilip yok ediliyor.
O eski bağlardaki korularda tek başıma dolaştığım bağların sükunetli huzuru şiirselliği sonuna kadar talan edilip yok edildi.
Şimdi onları hâlâ dimağımda ömrümün olgun lezzetli bir meyvesi gibi hatırlıyorum.
Yitirdiğiniz güzellikleri bir şehrin içindeyken çok anlayamazsınız. Ancak uzak bir gurbet akşamında şehrin bütün sokaklarını ve mevsimlerini hatırlayınca anlarsınız.
Yine memleketin bağ ve bahçe havası düştü hatırıma unutulmaya gömülmüş hatıralar arasında beni o bağların bucağına götürecek yolları arıyorum.
Doç. Dr. Sait Ebinç (Van YYÜ Öğretim Üyesi)
Resimler: Hüseyin Ayça