Vanlı Möhyedin Dayı Yazdı. Herkesin sormak istediği, belki de duymak istediği, yerine göre vereceği ya da alacağı cevaptan sonra hayatının seyrini bile değiştirme kabiliyetine sahip olan bir soru “Beni sevisen yoğsa yoğ?” Seni seviyorum demek, öyle her babayiğidin harcı değildir. Herkes de kaldıramaz bu cümleyi. Söylemek var, söylemek var... Hiç, “Seni seviyorum” dememiştir ama eşgili yapıp; yanına soğan doğramış, soğanın üstüne de limon sıkıp tuz ekmiştir. Ya da şatafatlı cümleler duymayı, “Herif ele sen eyi ol, başımızdan esgik olma, men başka bişi istemiyem” diyerek eşinin iyi olup hep yanında olmasına tercih etmiştir. Satırlarca şiir yazmayı becerememiş ama gözünden daha fazla değer verdiği kadının ağzından çıkan; "diyesen üşüdüm" cümlesinin üstüne, derakap gocuğunu çıkartıp, sevdiği kadının omzuna atmıştır. (Kocasını kapıda karşılayıp “Ge içeri ge! İt gibi titriyisen, geç sobanın yanına ısın” diyen ablalar var bir de; onları şimdilik herhangi bir kategoriye sokamadım) Veya yediği yemeği beğenince “Bi çömçe daha bırağisan?” Diyerek yemeğe değil de yemeği yapan ellere aşık olduğunu belirtir er kişi. Yav onu bunu bırakın; hanımı gölgede keyf ederken, güneşte semvar yakmaya çalışan adam “Seni seviyorum” dese nolur, demese nolur? Çünkü sevmek kalp işidir, eşgere yere sevdiğini belli edince samimiyeti kaçar. Yanlış anlayanlar elbette olacaktır, o yüzden anlatmak istediğim şeyin sevdiğini belli etmek ve samimiyetsiz sevmek arasındaki dağ farkı olduğunu söylemek isterim. Yani günümüzde gittikçe değer kaybeden ya da ederi az olan insanların, paha biçilmez bir duyguyu neden bu hale getirdiğini soralım kendimize. Sevgi değersiz olamaz, sadece kullanan insanlar düşürür değerini. Milyon dolarlık bir elmasın, çivi çakmak için kullanılması gibi... Samimiyetten yoksun sevgi sözcüklerinin hava sahamızı işgal ettiği bu günlerde, Allah gerçekten sevenlere yardım etsin. Gerçekten sevenler de bu zırttolara bakıp sevdalarından vazgeçmesin. Unutmayın; Sevmeyen insan olur? Sevmeyen insan ölür.. Kaynak Şehrivan Gazetesi