Van Deprem Tehlikesi En Yüksek Bölge

Van'da son 2 hafta içerisinde arka arkaya gelen depremler 23 Ekim 2011 depreminin yıl dönümünde korkuttu. Yaşanan depremler uzmanlar arasında büyük bir deprem mi olacak tartışması yaratırken, uzmanlar deprem tehlikesinin en yüksek olduğu yerinin Van ve çevresi olduğunu belirtti.

Türkiye depremselliği yüksek olan bir bölgede yer alıyor. Bulunduğumuz coğrafya, sadece günümüzde değil milyonlarca yıldır sürekli depremle sarsılıyor. 1500’lü yıllardan günümüze belli aralıklarda 7 ve üstü büyüklükte tam 23 deprem yaşandı.

Sınırlarımız içerisinde aktif tektonik ana yapılar olarak Bitlis-Zagros Kenet Kuşağı, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fay Zonları ile Batı Anadolu Faylı Açılma Hatları bulunuyor. Bu fay hatları içinde en tehlikeli olanları ise Kuzey Anadolu Fay Hattı ile Doğu Anadolu Fay Hattı. Son iki haftadır depremle sarsılan Doğu Anadolu Bölgesi’nde Van Gölü ve çevresi oldukça hareketli.

1941 yılında Erciş'te Meydan Gelen ve Van'ı da Etkileyen Deprem Fotoğrafı

10 Ekim’de merkez üssü Van’ın Tuşba ilçesinde üç dakika arayla 3.4 ve 3.5 büyüklüğünde 2 deprem yaşandı. Bu depremlerden 10 gün sonra yine üç-dört dakika arayla merkez üssü Tuşba’nın mahallerinden Mollasakım olan 3.7 ve 4.1 büyüklüğünde depremler meydana geldi. Yaşanan depremleri yorumlayan uzmanlar, Van’ın deprem tehlikesinin en yüksek olduğu yer olduğunu belirtti.

KÖSE: TEHLİKELİ SAHALAR VAR

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nde görevli Dr. Öğr. Üyesi Onur Köse, Van Gölü ve çevresinde aktif fayların olduğunu açıklayarak, “Van il merkezinde yıkım, hasar ve can kaybı oluşturabilecek nitelikte depremleri her an üretebilecek tehlikeli sahalar, Van’ı da içine alan yakın çevrede bulunuyor” Dedi. Peki Van’ın da içinde olduğu alanda hangi faylar yer alıyor? Şehir yeniden 7 ve üzeri depremle sarsılabilir mi? Tüm merak edilenleri Onur Köse cevapladı.

“HENÜZ TANIMLANMAMIŞ ÇOK SAYIDA FAY VAR”

Van’da bulunan faylar ile ilgili bilgiler veren Köse şunları söyledi: “Doğu Anadolu Bölgesi’nde büyük tektonik yapılar olarak Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı, Zagros Fay Zonu, Malatya Fayı, Ovacık Fayı, Çaldıran Fayı, Bitlis Kenet Kuşağı yer alıyor. Ayrıca Van Gölü’nün doğu sınırları genellikle tanımlanmamış ‘sol yönlü doğrultu atımlı’ faylarla şekillenmiş durumdadır. 

Örneğin, bir fayda büyük bir deprem meydana geldiğinde, fayın yüzeydeki kırık izinin her iki tarafında birer adet olmak üzere toplam iki adet blok bulunur. Bu bloklardan birinin üzerinden, arada fay kırığı izi olacak şekilde karşı bloğa baktığınızda, blok sola doğru kaymışsa 'sol yönlü doğrultu atımlı fay' ya da sağa kaymışsa 'sağ yönlü doğrultu atımlı fay' olur.”

KÖSE: YENİ KIRILMA OLACAK

Yeni bir kırılmanın olacağını aktaran Dr. Öğr. Üyesi Onur Köse, “İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinin bilimsel yayınlarına bakarsak, 23 Ekim 2011 tarihli yıkıcı Van depreminin ilgili fay düzleminde tam kırılma gerçekleşmemiş. Derindeki ilk 10 kilometresi kırılırken yüzeye yakın son 9-10 kilometresi kırılamamış. Bu kırılmanın er ya da geç gerçekleşmesi bekleniyor. Tabii buna herhangi bir tarih biçmek söz konusu değil. 

Diğer taraftan birkaç aydır Çarpanak Adası, Mollakasım, Çitören gibi şehir merkezine yakın mesafelerde yoğunlaşan ve büyüklüğü 4.5’in altındaki hafif depremler için ilgili kurum ve kuruluşlarca deprem odak çözümlemesi üretilmediği için, söz konusu depremlerin 2011’deki yıkıcı Van depremlerinin fay düzlemi ile ilişkili olup olmadıklarını ortaya koymak şimdilik pek de mümkün değil.” İfadelerini kullandı.

“VAN, DEPREM TEHLİKESİNİN EN YÜKSEK OLDUĞU YER”

Van veya Van Gölü Havzası olarak anılan bölgenin deprem konusunda en tehlikeli bölge olduğunu belirten Köse şöyle konuştu: “Her şeyden önce depremsellik riski ve depremsellik tehlikesi kavramlarının ayrımını belirtmek lazım. 

Van veya Van Gölü Havzası Türkiye’de deprem tehlikesinin en yüksek olduğu, İstanbul veya Marmara Bölgesi ise deprem riskinin en yüksek olduğu bölgeyi temsil ederler. Risk kelimesi doğru şekliyle ele alındığında Türkiye’nin hiçbir bölgesi depremsellik veya bir diğer doğal afet türü açısından Marmara Bölgesi kadar riskli olamaz. Risk, herhangi bir tehlikenin beşeri (nüfus yoğunluğu ve yaşamsal kaynaklar vb.), ekonomik ve çevresel durumları üzerinde meydana getirebileceği toplamsal kayıp olasılığıdır.

Bu esasta değerlendirildiğinde, Van ve yakın çevresinde meydana gelebilecek 5-10 adet 7.0 ve üstü büyüklükteki depremin yol açacağı ekonomik ve can kayıpları, Marmara Bölgesi’nde meydana gelebilecek sadece bir tek 7.0 ve üstü depremden daha az olacaktır.”

YIKICI BİR DEPREM OLUR MU?

Köse, “Van il merkezinde yıkım, hasar ve can kaybı oluşturabilecek nitelikte depremleri her an üretebilecek tehlikeli sahalar Van’ı da içine alan yakın çevrede bulunuyor. Van merkezinde büyük etki verecek bu tür sahalar Özalp (Van), Erciş (Van), Malazgirt (Muş), Adilcevaz (Bitlis) ve Patnos (Ağrı) çevresinde bulunuyor. Ayrıca bazı kaynaklarda 1646 yılı, bazılarında 1648 yılı ile anılan, Doğu Anadolu’nun birçok yerinde ve İran’da hissedilen deprem veya depremlerin Van Gölü güneyinden Gevaş, Gürpınar, Güzelsu (Hoşap) çizgisinde uzanan Hoşap Vadisi yakınlarında geliştiği biliniyor.

Yıkıcı büyüklükte bir depremin aynı bölgede tekerrür etme olasılığı yüksek. Ayrıca 1976 yılında Çaldıran’da meydana gelen ve 3 bin 845 vatandaşımızın can kaybına yol açan 7.3 büyüklüğündeki yıkıcı depremin üzerinden 35 yıl gibi kısa sayılacak bir süre geçtikten sonra, 2011 yılında 7.2 büyüklüğünde bir diğer depremin meydana gelmesi, Van ilinde deprem tehlikesinin büyüklüğünü oldukça belirginleştiriyor.” Diye belirtti.

KÖSE: VOLKANLARI UYANDIRABİLİR

Depremlerin volkan patlamalarını tetiklediğini söyleyen Köse şöyle konuştu: “Van Gölü kıyısında ve yakın çevresinde saydığınız yerler dışında İncekaya (Tatvan-Bitlis), Süphan (Adilcevaz-Bitlis), Girekol (Erciş-Van) ve Mazman (Erciş-Van) ile Van il sınırları içerisinde aralarında onlarca irili ufaklı volkanik çıkış merkezinin de serpili olduğu Esrük (Muradiye-Van) ve Tendürek (Çaldıran-Van) volkanları da yer alıyor. 

Diğer taraftan Van Gölü kıyısından uzak da olsa Van il sınırları içerisinde önem arz eden bir diğer volkan da Başkale’nin kuzeyinde ve İran sınırında bulunan Yiğit Dağı Volkanı. Bu volkanlardan Esrük Dağı haricinde birçoğu son 1.6 milyon yılı kapsayan en genç jeolojik dönemde ortaya çıkmış ya da faaliyet göstermişler. Bunların içinde Van kent merkezi için risk oluşturabilecek iki volkan ise Nemrut ve Süphan Dağı. Bu nedenle ne zaman tekrar püsküreceğini tahmin etmenin pek mümkün olmadığı bu volkanın olası faaliyetine istinaden, hemen eteğindeki büyük bir yerleşke olan Tatvan ilçe merkezindeki kentsel yayılım alanının, bugün bulunduğu çukurluktan üst kotlardaki yamaçlara doğru kaydırılması veya tamamen tehcir edilmesi önem arz ediyor.”

HÜRRİYET

Editör: Nihat Işık