Yiyecek ürünlerinden herkesin her şeyi satmaya kalkıştığı Ramazan aylarında, en çok tartışılan konu, hatta buna ‘korkulan konu’ diyelim, haliyle hijyen, sağlığa uygunluk konusu oluyor.
Satın aldığımız yiyecek ürünü sağlığa ne kadar faydalı/zararlı, pek işin orasında olmayabiliyoruz çünkü…
Herkes Her Şeyin Erbabı
Nereye bakarsanız bakın, A’dan Z’ye ne kadar yiyecek ürünü varsa, açıkta, sokakta, sıcakta, tozlu ortamlarda, o kenarda, bu köşede birileri tarafından satılıyor, böyle günlerde herkes her şeyin erbabı, ustası olabiliyor, belki meraktan, belki can sıkıntısından ve muhtemelen de daha çok çaresizlikten, ama böyle de bir görüntü oluşuyor.
Van’da durum tam da bu şekilde bu aralar, herkes sokakta, mutlaka biri bir şeyler satmaya çalışıyor.
Tabi bir yarış da var, fiyat farkı olunca, insanlar en ucuzunu nerede bulabilirim diye bir arayışa da giriyor, ucuz ararken sağlığından olacağının farkına varmayarak…
Hayat şartları mı dersiniz, alışkanlık hali mi dersiniz, ucuzu elde etmek, bir keşifte bulunmuş tavrını sağlıyor bazılarına...
Oysa ucuza giderken, muhtemelen de sağlığından olmaya gittiğinin farkında değil.
Aslında hijyene uygun yerler var, her şey düzeninde, nizamında, ortam iyi, ürün sağlıklı, ama bakıyorsunuz müşteri orada değil, aynı ürün için sokakta.
Size iki örnek…
Biri, Kasaplar ve Tavukçular Çarşısı.
Akköprü Mahallesi’nde, bazı ilçe minibüslerinin olduğu dere kenarındaki garajın sırt bölgesinde.
Gidin bakın, dersiniz ki bu çarşı 1 milyon insanın yaşadığı bu kentte açılmamış, ücra bir köyde açılmış, hani köyde olsa belki müşterisi daha fazla olur, o da ayrı bir konu tabi…
Oysa, hijyen kurallarına en fazla uyulan yer burası; et satılıyor, ama etin kokusunu ancak satın aldığınızı taşırken alabiliyorsunuz.
Ve bir de Hayvan Pazarımız var güya, adı ‘Pazar’, ama altı üstü dert yazar…
Toz toprak içinde yapılan kesimler…
Kedi-köpeğin eksik olmadığı bir ortam…
Üstelik Kasaplar ve Tavukçular Çarşısı’nın önünden geçiyor buraya giden araçlar.
Belki ucuz, ama sonradan sağlığa çok daha fazla pahalı olacak olan bir durum, tabi kimsenin umurunda olmadığını gördüğünüzde de ürküyorsunuz.
Çözüm Nedir?
Bu perakende et satışları konusunda, bir de mahalle aralarında, yol kenarlarında yapılan kesimler var, kalaslardan üç çatal yapıp kestikleri hayvanı asıyorlar, gün boyu toz çullanan eti satın alanları görünce yine içiniz geçiyor.
‘Ey vatandaş, dikkat et!’ diyeceğim ama bu noktada acaba belediyelerimizin de bir çareleri, çözümleri var mıdır?
Hayvan Pazarı biraz daha toparlanabilir mi, bir düzen, bir nizam, bir çatı, bir duvar, ne bileyim, en azından şu anki ilkelliği giderebilecek bir yöntem geliştirilebilir mi?
Aynı şekilde sokak satışları, biraz da kontrol altına alınabilir mi?
Açıkta, tozlu ortamlarda yapılan satışlara uyarı gelebilir mi?
Her şey ‘para kazanmak ve ucuzu kapmak’ mantığı üzerinde olmamalı diye düşünüyorum, sağlık önemli çünkü…
Adil Harmancı (Prestij Haber)