Çocuktum. Dokuz yaşında ya vardım ya da yoktum. Babam elimden tutup bir ikindi namazında bu hârebe şehirdeki Hüsrev Paşa camiine götürmüştü. Eski bir mezarlık önünden uhrevî, son derece hüzünlü ve dokunaklı bir yoldan yürüyerek kocaman surların içindeki kemerli bir kapıdan geçerek camiiye vardık. Anlamıyordum fakat hissedebiliyordum. Anlamasalar da çocuklar düşünemedikleri şeyleri bir his bütünlüğüyle kavrayıp bulurlar. Bu mâbed o yaşta çocukluk ruhuma ferâhlık vermişti. Aydınlık bir Mayıs ikindisiydi. Gökyüzünde sedefi bir bir aydınlık. Van Gölü’nün mavi berrak ışıltıları Hüsreviye medresesinin yıkık harebeleri kalenin bedenleri görünüyordu.

Hüsrev Paşa Camii ve Külliyesi

Geçmiş zamanın iki efendisi, iki hâkîki gururu, Kaya Çelebi ve Hüsrev Paşa Camîileri, çoluk çocuğuyla şehrin bütün ahâlisini bir sabah seherinde orta kapıdan uğurlamış bu iki mabet; hâla gözleri saray kapısında zamanın içinden çıkıp gelecek, eski sâkinlerini, eski sahiplerini bekler gibidirler. Varlığın his dünyasında sonsuzluğa bezer bir hatırayı beste-i Nîgâr makamında yarı türkü yarı duâ karışımı efkârın, merâretin, hasretin geçmiş baharları yâd eden mâbedlerin çehresinde kıvamını bulmuş bir zevkin ve incelmiş bir duyarlılığın hayat bulduğu yerdir burası. 

Hüsrev Paşa, Koca Beylerbeyi kendi eserinin yanı başında asırlık uykusuna bütün bir şehrin ahalisiyle birlikte dalmış gibidir. Bu camiide bir bayram sabahı öyle uhrevi bir hava teneffüs edilir ki adetâ kalb rikkâtiyle müsterih bir ruhun genişlediğini hissedersiniz. Bana öyle geliyor ki bu asırlık mabetde başımızı secdeye koyarken o ruhani sûkunet zihnimize ve kalbimize daha fazla tesir eder. Ne zaman bu mabede bayram sabahlarında gitsem muhayyilem kanatlanır. 

Mimar Sinan Eseri Hüsreve Paşa Cami


Sabahın seherinde uykularına doymamış yüzlerin sisli ve titrek bir muhitin karanlık daracık sokaklarında sallana sallana müphem kandil ışıklarıyla yarı uykuda ve yarı uyanık geçmiş zamanın insanlarının kafile kafile bu mabedin kapısından içeriye girdiğini düşünürüm.

Asırların üst üste yığdığı ecdadın ruhlarının sinmiş olduğu bu camiinin her taşı râhmani ve ezani saatlerin sükunetiyle bezenmiştir. Onun için kendi rüyasına kapanmış bu mabedin her taşı kendi lisanı haliyle dile gelir. Kaybettiğimize ağladığımız geçmiş zamanların hatıra his ve manâlarını bu mabetde buluruz.

Van'ın Tarihi Camileri
Van'ın Tarihi Camilerinden Hüsrev Paşa Camii

Bu caminin ruhumda ve zihnimde bıraktığı tesir âdeta gönlümü bir nevi vuslat lezzeti gibi sarar. Bu asırlık mâbed sûkutuyla vakârıyla bu şehrin hayâl ve hatıra alemine açılan bir kapıdır ve ondan geçerek şehrin bütün eski sokaklarına revan olursunuz. 

Şimdilerde ara sıra başımı alıp o eski şehir harebelerine yine gidiyorum. Benim gibiler öyle yerlere daima bir lüzüm üzerine değil biraz da geçmiş zaman hatıralarının zevki sürüklediği için giderler.

Doç. Dr. Sait Ebinç (Van YYÜ Öğretim Üyesi)

Editör: Nihat Işık