130 yıllık Van Gölü Canavarı

İster inan ister inanma...

İster gül, ister ciddiye al...

Ama tam 130 yıldır Van Gölü’nde süren bir efsane bu.

Bundan tam 131 yıl önce.

2’nci Abdülhamid dönemi..

Saadet gazetesinin  29 Nisan 1889 günkü manşeti: 

Bitlis merkez sancağına bağlı Hizan kazası ahalisinden 3 kişi, yolculuğa çıkıp, Bulanık tarafına giderken yol güzergâhı olması nedeniyle Van Denizi’nin Tatvan Ahlat arası sahillerine tesadüf eder. Bunlardan birisi namaz kılmak için deniz kenarında bir yerde abdestini almaya başlar. Sıra ayaklarına gelip yıkamak için azıcık denize girer girmez deniz hayvanlarından biri derhal ayağına sarılıp kendisini denize çekmeye, bu ise bütün kuvvetiyle dışarı çıkmaya çabalar.”

Van Gölü Canavarı Efsanesi

29 Nisan 1889 Saadet gazetesinde yayınlanan temsili bir çizim

Olay hemen yayılır. Ve rivayet odur ki. Saraya kadar uzanır.

O dönem “sansasyonel gazetecilik” ya da “tabloid” ne kadar var bilmem.

FERYADI GÖĞE YÜKSELİR

Ama haberin devamını okuyunca heyecan daha da artıyor:

Adam  bir başına hayvanın tasallutundan kurtulamayacağını anlayınca feryat ile arkadaşlarından yardım ister. Arkadaşları güç hal ile bu şahsı denizden çıkarır ise de hücum eden hayvan zavallı adamın topuğundan dizine kadar sarılmıştır. Adamın feryadı göklere çıkar. Bütün çabalar sonuç vermeyince biçare adamın arkadaşları ateş yakarak hayvanın adamın ayağını bırakması için kuyruğunu ateşle yakarlar.”

25 METRE YÜKSELİR

O zaman cep telefonu yok ki video çeksinler..

Müthiş bir yaratıcılıkla, olayın tanıklarına göre temsili bir resim çiziyorlar.

Ve resmi de en heyecan verici anla tamamlıyorlar:

Ateş tesiriyle hayvan yürek tırmalayan çığlık ile heybet, kuvvet ve acıyla havaya fırlar. Ayağını kapmış olduğu adamı da beraber kaldırıp 20-25 metre yükseğe çıktıktan sonra denize doğru inerek adamı da beraber alıp götürür.”

CANAVAR VAR MI YOK MU?

- Birçokları gibi, Mehmet Şeşen de gördüğünü söylüyor. 

Ve bir dönem Van Tarih ve Kültür Araştırmaları Derneği Başkanı olan İkram Kali bakın ne diyor:

Öyle bir yaratığın olduğuna ben şahsen inanıyorum. Geçmişte askeri, polisi, mülki idareden, sporculardan, böyle bir canavarın olduğunu gören ve tarif eden insanlar var. Van Gölü canavarı siyah, hızlı yüzebilen, zaman zaman ses çıkaran bir özelliğe sahip, gölün farklı kıyılarında görülebilmekte. Bir şeyin yokluğunu iddia etmek yerine onun varlığını araştırmak gerektiğine inanıyorum.”

Van Gölü Canavarı Efsanesi Geri Döndü

GELDİK BUGÜNE

- Biliyorum, yetkililer bu efsaneyi ciddiye almazlar.

Ama halk öyle değil... Çünkü halk efsanelerle yaşar...

Yıllardır “Van Gölü canavarını gördüm” haberleri çıkar.

Ciddiye alınmaz.

Ama içten içe efsane sürer.

Son olarak Van’a tatil için gelen Züleyha Sona, kuzeniyle Van Gölü sahilinde gezmeye çıktı.

Van Gölü üzerinde zikzak şeklinde tırtıklar olan bir yaratığın hızla yüzdüğünü gördüler. Hemen cep telefonuna kaydettiler. Züleyha anlatır:

“Birden gördük. Siyahtı. Çok heyecanlandım.”

Aslında görüntülerde pek bir şey görünmez. Ama yine de heyecan yaratır.

Zaten inanmaya hazırız. Balıkçılar Züleyha’yı alıp dürbünlerle göle çıkarlar.

CEM YLMAZ, RECEP İVEDİK

- Bu canavar haberleri genellikle gülümsetir.

Hatta komedi filmi önerileri bile var.

Çünkü mesele Van Gölü canavarı var mı yok mu meselesi değildir.

Efsanenin yarattığı ve yaydığı şey önemlidir.

Marvel’in kahramanlarını düşünün... Milyarlarca dolarlık Disney filmlerini.

Drakula var mıdır yok mudur diye soruyor muyuz?

Şimdi Cem Yılmaz’ın Van Gölü’nde canavar araştırması yapan bir arkeoloji ekibine danışmanlık yapan uyanık bir balıkçı olduğunu düşünün.

Gora’dan sonra koparmaz mı?

Ya da..

Van Gölü balıkçı kooperatifiyle canavarı arayan bir Recep İvedik...

Yani demek istiyorum ki...

Efsanelerin var olup olmadığını sorgulamak yerine...

Efsanenin zaten kendisinin bir varlık olduğunu kabul edelim.

Evet balıkçı kardeşim...

Biz  kendi efsanemizin dekorunda, aramaya devam edelim...

İyi pazarlar... 

Editör: Nihat Işık